Yapay zekanın (YZ) küresel olarak ciddi toplumsal etkileri olacak. Bu nedenle devlet liderlerinin teknolojiyi düzenlemek için işbirliği yapması her zamankinden daha acil.
Halihazırda çeşitli çağrılar yapıldı: Örneğin yakın zamanda İngiltere’de düzenlenen bir zirvede kabul edilen Bletchley Deklarasyonu ve G7 liderleri tarafından kabul edilen 11 yapay zeka ilkesi ve davranış kuralları. Ancak bunlar büyük ölçüde bariz olanı ifade ediyor. Asıl soru, YZ konusunda uluslararası işbirliğine ihtiyaç olup olmadığı değil, bunun nasıl gerçekleştirilebileceği?
Bunu, YZ’nin faydalarını en üst düzeye çıkaracak ve ortaya çıkan önemli riskleri yönetmek için “korkuluklar” (kontroller) koyacak şekilde güvence altına almanın en belirgin yolu, hükümetler arası bir organ kurmak.
Gerçekten de bir fikir, bir Dünya Teknoloji Örgütü oluşturmak. Diğerleri ise Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’na (IAEA) benzer bir yapıyı savunmakta ve yapay zeka ile nükleer silahlar arasında riskler açısından bir karşılaştırma yapıyor.
Bir başka görüş ise CERN, İnsan Genomu Projesi veya Uluslararası Uzay İstasyonu (ISS) gibi kuruluşlardan esinlenen kurumsal bir çerçeve geliştirmek.
Ancak, adı ne olursa olsun, yapay zeka veya teknolojiye özgü bir uluslararası organizasyon oluşturmak özellikle üç zorlukla karşı karşıya.
Güçler arasında sürtüşme
Birincisi, YZ’nin çift kullanımlı bir teknoloji olması (yani hem barışçıl hem de askeri amaçlarla kullanılabilmesi) nedeniyle, büyük güçlerin bu teknolojinin gelişimini ve kullanımını anlamlı bir şekilde denetleyebilecek küresel bir kurum oluşturmak için bir araya gelmeye istekli olmaları pek olası değil.
ABD ve Çin arasındaki sözde çip savaşı tüm hızıyla devam ediyor. Yapay zeka teknolojisi aynı zamanda yoğun bir jeopolitik rekabetin de konusu. Büyük güçler arasındaki sürtüşme, özellikle yapay zeka konusunda uluslararası işbirliği için ciddi engeller yaratıyor.
Aslında, İkinci Dünya Savaşı’nın ardından inşa edilen mevcut uluslararası kurumlar, devletlerarası sürtüşmeden yapısal olarak zaten etkileniyor. Örneğin, BM Güvenlik Konseyi bugün uluslararası kaygıların en büyük tartışmalarında felç olmaya devam ediyor.
Geçmişte ticaret konularında karar vermeye yönelik en başarılı uluslararası mekanizmalardan biri olan Dünya Ticaret Örgütü Temyiz Organı, ABD’nin bu organa yapılacak atamaları onaylamayı reddetmesi nedeniyle şu anda işlevsiz durumda. Ancak, çöküşünden önce bile önemli yapısal eksikliklerle karşı karşıya olduğunu ileri sürmüştüm.
Başlıca uluslararası finans kuruluşları da ciddi yönetişim sorunlarıyla karşı karşıya. G20 liderleri kısa süre önce Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu’nda (IMF) reform yapılması ve rollerinin daha net bir şekilde tanımlanması çağrısında bulundu.
Mevcut uluslararası kurumlar krizdeyken, yapay zekayı düzenlemek için bağımsız bir uluslararası kuruluşun yakın zamanda oluşturulabileceğini hayal etmek zor.
Yapay zeka odaklı bir kuruluş ne yapacak?
İkincisi, uluslararası toplum bir şekilde YZ veya teknolojiye özgü bir düzenleme organı oluşturmayı kabul etse bile, bu kuruluşun gerçekte ne yapacağı sorusu hala ortada duruyor. YZ odaklı bir kuruluş, farklı araştırma grupları arasında bilimsel işbirliğini geliştirmeye mi çalışacak, yoksa ülkeler arasında YZ düzenlemelerini koordine etmeye mi çalışacak?
Böyle bir kuruluş, yalnızca insan merkezli, güvenilir ve sorumlu YZ’nin geliştirilmesini sağlamak için bir izleme rejimi oluşturacak mı? Böyle bir rejim nasıl faaliyete geçecek ve uygulamayı nasıl yürütecek? Ayrıca, gelişmekte olan ve en az gelişmiş ülkelerin YZ’nin tam potansiyelini gerçekleştirmelerine yardımcı olmak için görevlendirilecek mi?
Egemenlik kaygıları, ulusal güvenlik, algılanan ulusal çıkarlar ve nihayetinde YZ’ye yönelik farklı yaklaşımlar, böyle bir kuruluşun ne yapması gerektiği konusunda değerli bir fikir birliğine ulaşmanın bir süre daha zor olacağı anlamına geliyor. Halihazırda, YZ düzenleyici çerçeveleri ve dağıtımı konusunda farklı seçimler yapıldığını görüyoruz. AB’nin YZ yasası sosyal puanlamayı ve gerçek zamanlı yüz tanımayı yasaklarken, otoriter devletler farklı bir yaklaşım benimsiyor.
Bu nedenle, uluslararası toplum tarafından yapılan ve YZ konusunda uluslararası bir yasanın ortaya çıkabileceği izlenimini veren genel ifadelere kapılmamak önemli. Toplumun YZ’nin yarattığı risklerden korunması gerektiğine neredeyse hiç kimse karşı çıkmayacaktır. YZ’nin kullanılması insan haklarına zarar vermemeli, güvenli ve güvenilir olmalı.
Ancak, bu tür genelleştirilmiş ilkelerin uluslararası hukukta yapılan belirli taahhütlere dönüştürülmesi önemli bir zorluk teşkil ediyor.
YZ araçları üzerindeki risk değerlendirmeleri, bunları kimin gerçekleştirdiğine bağlı olarak farklı sonuçlar verebilir. Hangi haklara öncelik verilmesi gerektiği (bireysel haklara karşı güvenlik çıkarları) farklı ülkeler arasında farklılık gösterebilir. Etik YZ biçimlerini neyin oluşturduğu da öyle.
Özel aktörler için nasıl bir rol?
Uluslararası bir denetim organı oluşturmanın önündeki üçüncü temel zorluk, benimsenmesi gereken kurumsal karakterle ilgili. Bu, herhangi bir yönetişim çerçevesinde özel sektöre verilen rolü de içeriyor.
Özel sektörün YZ araçlarının geliştirilmesi ve uygulanmasındaki çok önemli rolü göz önüne alındığında, ortak bir kamu-özel yönetişim modeli tek gerçekçi seçenek olabilir. Halihazırda, uluslararası toplumda merkezi aktörler ülkelerdir.
Özel şirketleri, genellikle ulusları diğer her şeye tercih eden bir uluslararası yönetişim yapısına dahil etmek sorunlara yol açabilir. Bu, böyle bir organizasyon oluşturulmadan önce aşılması gereken bir zorluk.
Son olarak, YZ konusunda uluslararası işbirliği zaten bir dereceye kadar mevcut. OECD, UNESCO ve Uluslararası Standardizasyon Örgütü gibi kuruluşlar, kendi uzmanlık alanlarında tavsiyeler veya standartlar geliştirmiş durumda.
Uluslararası Çalışma Örgütü ve Dünya Sağlık Örgütü gibi diğer kuruluşlar da YZ’nin etkilerini kendi görev alanlarında değerlendirmeye başladı.
BM ayrıca, bu teknolojinin uluslararası yönetişimi için analizler yapmak ve tavsiyeler geliştirmek üzere YZ konusunda bir Üst Düzey Danışma Organı kurdu. Bu parçalı yaklaşımın iyi düşünülmüş ve koordineli bir yanıt sağlayıp sağlayamayacağı sonucuna varmak için henüz çok erken.
YZ odaklı bağımsız bir uluslararası kuruluş oluşturmak için koşullar uygun olana kadar, neredeyse kesin olan şey, çoğu teknoloji şirketinin bulunduğu ABD ve Avrupa Birliği’nin YZ Yasası gibi güçlü aktörlerin, küresel olarak YZ düzenlemesi ve yönetişiminin içeriği üzerinde büyük bir etkiye sahip olacağıdır.
Yapayzeka.news’in hiçbir güncellemesini kaçırmamak için bizi Facebook, Twitter, LinkedIn, Instagram‘ ve Whatsapp Kanalımız‘dan takip edin.