Hadi fizikselleşelim, fizikselleşelim
Fizikselleşmek istiyorum
Fizikselleşelim
Bedeninin konuşmasını duyayım, Bedeninin konuşmasını
Bedeninin konuşmasını duyayım
Physical, Olivia Newton-John (1982)
Yapay zekadaki (YZ) son gelişmeler, beni Dünya’daki insanların geleceği hakkında düşünmeye sevk etti. Yapay zekanın kendi biyolojik kapasitelerimizi çok aşan bir hızda evrimleştiği bir durumla karşı karşıyayız. Bu sadece bir spekülasyon değil; bence insanoğlunun yerini alacağı bir dönemin şafağındayız.
Yapay Zeka ve Çalışmanın Geleceği
Yapay zekanın büyümesi şaşırtıcı. Artık sadece yazılımla sınırlı değil, aynı zamanda API’ler ve IoT kullanımıyla etrafımızdaki dünyada fiziksel olarak kendini gösteriyor.
Bir düşünün: Ev inşa eden tam otomatik makineler, ülkeler arası kargo taşıyan otonom kamyonlar, kıtaları aşan yapay zeka kontrollü gemiler ve uçaklar, robotik çiftlikler, sürücüsüz taksiler, insan operatörü olmayan ağır makineler, yapay zeka destekli askerler, postacılar ve öğretmenler… Değişim çok önemli: Yapay zeka kaçınılmaz, durdurulamaz bir doğa gücü haline geliyor.
Yapay zekanın fiziksel dünyaya bu şekilde entegre edilmesi bir dönüm noktasını temsil ediyor. Yapay zeka artık sadece zeki bir sohbet robotu veya akıllı bir asistan değil: Yapay zeka fiziksel çevremizle etkileşime girebilen, onu manipüle edebilen ve değiştirebilen bir varlık haline geliyor. Bu değişim kısmen ekonomik güçler tarafından yönlendiriliyor. Azalan işgücü maliyetleri, insandan makine destekli işe geçişi tahmin edebileceğimizden veya hazırlanabileceğimizden çok daha hızlı hızlandıracak. Yüzyıllardan veya hatta on yıllardan bahsetmiyoruz. Yıllardan bahsediyor olabiliriz.
Küresel olarak milyonlarca iş ortadan kalkacak. Daha önce, yaratıcı endüstrinin zaten nasıl baskı hissettiğini yazmıştım. Bu ve diğer yerinden edilmiş işçiler ne yapacak? Toplum bu dramatik çalkantı ile nasıl başa çıkacak? Makineler iş gücüne girdikçe, herkes için yeterli iş olmayacak. Bu gerçek çarpıcı ve kaçınılmazdır. İş olmadan, insanlar kendilerine bakamazlar. Yine de, yiyecek, kira ve faturaların ödenmesi gerekiyor. Bu, temel bir anlayışı beraberinde getiriyor: Evrensel Temel Gelir’in (UBI) kaçınılmaz uygulanması.
Evrensel Temel Gelir, yapay zekanın bir zamanlar tamamlamakla övündüğümüz görevleri devralmasıyla toplumsal bir gereklilik haline gelecek. İşle ilgili özlemlerimiz, zorluklarımız ve kişisel hedeflerimiz, görevleri çok daha kısa sürede ve çok daha az maliyetle gerçekleştiren soğuk makineler tarafından yutulacak. Yapay zeka daha fazla iş üstlendikçe, insanlar üreticilerden saf tüketicilere dönüşecek. Gerçek iş bir lüks haline gelebilir; kitleler için bir şey olmaktan ziyade, seçilmiş birkaç kişi için nadir bir fırsat.
Hesap Verebilirlik Sorunu
Bu sismik değişim, kontrol ve hesap verebilirlik konusunda ciddi sorular ortaya çıkarıyor. Yapay zekanın hayatımızın her alanına entegre olması (finansal sistemlerden eksiksiz bilgi depolarına ve fiziksel dünyaya) sorumlu bir gözetim gerektiriyor. Bu süper zekayı kim kontrol edecek? Yapay zekanın en iyi gördüğü şeye kim karar verecek? Hayatlarımıza dair tam bir içgörüye ve erişime sahip bir süper zekayı kontrol etmeyi umabilir miyiz? Ve eğer yapabilirsek, bekçileri kim gözetleyecek?
Yasal bakış açıları da var. Geçtiğimiz ay, Phoenix Polis Departmanından alınan vücut kamerası görüntüleri, bir memurun sürücüsüz bir arabayı karşıdan gelen trafiğe girdiği iddiasıyla nasıl durdurduğunu gösteriyor. Trafik durdurulduktan sonra memur, Waymo’nun müşteri hizmetleriyle hoparlörden konuşmak zorunda kalıyor. Hem bu olayda hem de gelecekteki diğer olaylarda soru şu: Yapay zeka yoldan çıktığında yasal sorumluluk nerede? (Ben de bir avukat olarak, bu konuyu gelecekteki bir gönderide ele almayı planlıyorum)
Yapay zekanın insanlıkla ilişkisinin geleceği belirsiz. Yapay zeka bizi sadık bir Golden Retriever’a benzer, hizmet etmekten ve emirlerimizi yerine getirmekten mutlu olan ebedi efendiler olarak mı görecek? Yoksa insanları varoluşsal bir tehdit olarak mı görecek, köleleştirmek veya hatta ortadan kaldırmak daha mı iyi? (Hala) belirli güvenlik önlemlerini programlayabilsek de, süper zeki bir yapay zekanın niyetlerinin bilinmeyen boşluğu karanlık ve korkutucu bir kaçınılmazlıktır.
Teknolojik tekilliğe doğru yolculuk ederken, bu sorulara sorumlu bir şekilde yaklaşmalıyız. Toplumsal yapılarımız, ekonomik sistemlerimiz ve kişisel kimliklerimiz henüz tam olarak kavrayamadığımız şekillerde meydan okunacak. Yapay zekanın insan yerini alması sadece teknolojik bir evrim değil, gerçekliğimizin dokusunda bir değişim. Buna hazır mıyız?
Zaman geçiyor. Yapay zeka fizikselleşiyor.
Kaynak: Erling Løken Andersen / Medium
Yapayzeka.news’in hiçbir güncellemesini kaçırmamak için bizi Facebook, X (Twitter), Bluesky, LinkedIn, Instagram ve Whatsapp Kanalımız‘dan takip edin.
